Çocuk Gelişimi ve Oyun İlişkisi
Oyun, çocukların fiziksel, sosyal-duygusal ve bilişsel gelişimine yarar sağlayan, çocuğun toplumsal adaptasyonu ve psikolojik olgunluğunu geliştirmek amacıyla kendine ait kuralları olan sosyal bir grup etkinliğidir. Ayrıca oyun, çocuğun isteklerini anlatmasını sağlayan ve çocuğu sosyal yaşama hazırlayan en etkili araçlardan biridir.
Oyunlar, çocuğun gelişiminde, değişiminde, eğitiminde ve kişilik oluşumunda kritik önem taşımaktadır. Çocukların sosyal-duygusal ve bilişsel becerilerini geliştirerek, toplumsal ve kültürel açıdan da pek çok değerin pekişmesini sağlamaktadır. Çocukların eğitiminde en önemli role sahip olan oyunlar, çocuk için gerekli olan davranışı, bilgiyi ve becerileri içinde barındırarak farkında olmadan öğrenim sağlar. Aynı zamanda, akran ilişkileri, paylaşma, yardımlaşma, bilgi edinme, alışkanlık kazanma, yaşamdaki toplumsal rolleri anlama gibi durumları, çocuk oyun içinde edinir ve pekiştirme fırsatı yakalar.
Oyunların çocuk gelişiminde birçok yararı vardır. Bunlar:
- Fiziksel gelişim
- Sosyal-duygusal gelişim
- Bilişsel gelişim
Fiziksel Etkisi: Oyun içerisinde, çocuklar sürekli olarak fiziksel bir etkinlik halindedir. Özellikle bahçe ve park gibi dış mekan oyunlarında koşmak, zıplamak, tırmanmak (büyük kas becerileri) gibi hareketler çocuğun solunum, dolaşım ve sindirim sistemi gibi fizyolojik sağlığını da olumlu etkilemektedir. Açık havada oynanan oyunlar sayesinde çocuklar D vitaminini yeterli düzeyde almaktadır. Aynı şekilde dışarıda oynanan top oyunları ve buna benzer etkinlikler çocuğa kuvvetini doğru alanlarda kullanmasını ve vücut koordinasyonu geliştirmesini öğretmektedir.
Sosyal ve Duygusal Etkisi: Çocuklar, yaşadığı toplumsal çevredeki sorumlulukları oyun içinde deneyimleyerek öğrenirler. Bu şekilde aile bireyleri arasındaki rolleri, aile büyüklerine ve akranlarına yönelik davranışları oyun yoluyla içselleştirebilirler. Şu şekilde düşünelim. Her oyunun kendine has kuralları vardır. Bu kurallara uymayanlar, oyunun dışında kalarak diğer çocuklar tarafından tepkiyle karşılanabilir. Aslında bu noktada oyun çocuğa kurallara uymayı öğretmektedir. Bu şekilde çocuklar oyun içerisinde başkalarının haklarına saygı göstermeyi ve kaybetmeyi öğrenmek durumunda kalmaktadır. Aksi halde başkalarına saygı duymayı, kaybetmenin ne anlama geldiğini öğrenmekte zorluk yaşayan çocuklar yetişmektedir. Aynı zamanda çocuk bu öğrendikleri ile kendi kişiliğini de şekillendirmektedir. Oyunun kurallarına göre oynanması çocuğa özgürlük anlayışını da yaşatmaktadır.
Bilişsel Etkisi: Çocuk, oyun esnasında devamlı olarak zihinsel faaliyet içerisindedir. Bunun sebebi, çocuğun düşünme, algılama, kavrama gibi bilişsel açıdan soyut becerileri oyun içerisinde yaşama şansı bulması ve somuta dönüştürebilmesidir. Yeni bilgiler öğrenen çocuğun, gerçek yaşamda bu bilgiyi deneyimleyerek karşılaştırması çocuğun algılama, yorumlama, değerlendirme ve karar verme gibi ön beynin bilişsel becerilerinin gelişmesini sağlamaktadır.
Bazı ebeveynler, oyunu çocuğun yalnızca boş vakitleri değerlendirmesi gereken bir zaman dilimi olarak görmektedir. Fakat oyun, çocuklar için kritik önem taşıyan bir eğitim aracıdır. Oyun sayesinde çocuğun hayal gücü, yaratıcılığı, akran ilişkileri, değer anlayışı olumlu anlamda gelişmektedir. Çocuğa zorlukla öğretilen birçok kural ve sınır, oyun sırasında kolaylıkla geliştirilmektedir.
Bu sebeple ebeveynlerin bazı konulara dikkat etmeleri gerekmektedir.
- Çocuğunuzun gelişim özelliklerine göre hangi oyun ve oyuncakları kullanması gerektiğini öğrenin! Örneğin, 0-1 yaş aralığındaki bir bebek, renkli oyuncak ve nesneleri, farklı sesleri dinlemekten zevk alırken, 3 yaşındaki bir çocuk daha çok basit nesneler ile oynanan temsili oyunlara yönelmektedir. 4-5 yaş arasında ise yapılandırılmış, sınır ve kuralları belli oyunlar oynamaya başlamaktadır. Çocuğun 6 yaşına girmesi ile birlikte oyunlar daha karışık ve toplu halde oynanan grup oyunlarına dönüşmektedir.
- Çocuğunuzun mizacına ve ilgisine yönelik oyunları keşfedin! Özellikle 0-5 yaş çocuğunuzu gözlemlemek için en sağlıklı yaş aralığıdır. Bu dönemde yapılan gözlemler ile ilkokul döneminde çocuğunuzu doğru yönlendirebilirsiniz. Bu şekilde hem çocuğun kendini tanımasına hem de ileride de sürdürebileceği bir hobisinin oluşmasına yardımcı olabilirsiniz.
- Güvenli oyun ortamları yaratın! Sadece fiziksel anlamda güven duyulan ortamlardan bahsetmiyorum. Çocuğunuza yanında olduğunuzu hissettiren, sosyal-duygusal gelişimini destekleyen ortamlar yaratın. Bunun için belki de yapmanız gereken ilk şey elinizdeki telefonu bırakmak olabilir.
- Çocuğunuz ile kaliteli zaman geçirin! Unutmayın ki, çocuğunuza odaklanarak geçirdiğiniz bir dakika, onu dinliyormuş ya da onunla oynuyormuş gibi yaptığınız on dakikadan çok daha kıymetli. Bu nedenle hem bedenen hem de ruhen çocuğunuzla olmak için her gün bir saat telefonu elinizde bırakın, televizyonunuzu kapatın.
- Çocuğunuza kazanmanın ve kaybetmenin var olduğunu öğretin! Ebeveynler, çocuğun oyunu kaybettiğindeki tutum ve davranışlarını tam anlamıyla bilmediklerinden dolayı, oyunda hep kaybeden taraf olmayı tercih etmektedir. Bu durum ise çocuğun kaybetme duygusunu deneyimlememesine ve bu duyguyu ev dışında bir ortamda yaşadığında ise daha yüksek seviyede tepki vermesine neden olmaktadır. Bu sebeple ebeveyn ve çocuk arasında oynanan oyunlarda çocuğunuzu “Çok yeteneklisin, gerçekten çok yaratıcı oynadın.” gibi cümleler ile motive edebilirsiniz.
- Oyunların kendi içimizde gelişmenin bir basamağı olduğunu hissettirin! Çocuklar oyun ile sadece fiziksel veya bilişsel anlamda gelişme göstermezler. Oyunla birlikte sabretmeyi, paylaşmayı, yardımlaşmayı, başarmayı, kaybetmeyi ya da gerektiğinde kendilerini savunmayı da öğrenirler. Unutmayın ki oyun, çocuğunuza öğretmek “İstediğiniz Değerler”in oluşmasındaki yapı taşıdır.
Özel Mod Bodrum
PDR Birimi
Bir cevap yazın